İstanbul’un 1994 yılından beri yaşadığı değişim belgeselle gözler önüne serildi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, “Küllerinden Doğan Şehir” isimli bir belgesel hazırladı. 1994 yılından günümüze tarihi şehrin dönüşümü hazırlanan belgeselle gözler önüne serildi.

İstanbul’un 1994 yılından beri yaşadığı değişim belgeselle gözler önüne serildi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, “Küllerinden Doğan Şehir” isimli bir belgesel hazırladı. 1994 yılından günümüze tarihi şehrin dönüşümü hazırlanan belgeselle gözler önüne serildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 1994 yılından günümüze tarihi şehrin dönüşümünü yaptığı belgeselle anlattı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, belgeseli sosyal medya adresinden paylaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı hizmetlerin de yer aldığı “Küllerinden Doğan Şehir” belgeselinde şu konular anlatıldı:

YIL 1994

Dünyanın gözbebeği İstanbul; her alanda artan sorunlar nedeniyle şanına yakışmayacak günler yaşıyordu. İhmaller zinciri, idarecilerin acziyeti yüzünden İstanbul karanlık bir dönemden geçiyordu. Akmayan musluklar, toplanmayan çöpler, sahipsiz bir şehir ve o şehirde hava kirliliği yüzünden maskeyle nefes almak zorunda kalan insanlar. İstanbul halkı “bu böyle gitmez dedi” ve kararını verdi. Takvimler 1994’ün 27 Mart’ını gösterdiğinde şehrine sahip çıkarak, İstanbul sevdalısı, milletin hizmetkârı bir liderin etrafına birleşti. İşte o gün başladı; küllerinden doğan bir şehrin hikâyesi. Maraton başlıyordu. Yılların ihmalini telafi etmek için sıvanan kollar, ilk olarak artık sağlık sorunlarına da yol açacak düzeye ulaşan büyük susuzluğa çare olmalıydı. Su temini için hiçbir önlem alınmadan gelinmişti 90’lı yıllara. İstanbul, sadece yağmur sularının doldurduğu barajlara bağımlıydı ve hiçbir yatırım yapılmamıştı. Oysa şehir büyüyor, su ihtiyacı artıyordu. Halk mahalleye gelen tankerlerden, sokak ve cami çeşmelerinden bidonlarla su taşıyordu. Şifa dağıtması gereken hastaneler bile su kıtlığı yüzünden neredeyse çalışamaz hale gelmişti. Hızla ilk adım atıldı ve Istranca Barajı projesiyle kısa vadede bir rahatlama sağlandı. Ardından peş peşe geldi büyük yatırımlar. 16 arıtma tesisi, 98 su deposu, 110 terfi merkezi. Dağlar delindi barajlar kuruldu. O günden bugünlere içme suyu ihtiyacını kesintisiz karşılamak için tam 224 tesis açıldı. Türkiye’nin doğusu ve batısı arasındaki mesafenin üç katı uzunluğunda içme suyu hattı döşendi. Köyler dahil İstanbul’un şebeke suyu olmayan yerleşim yeri kalmadı. Dev projelerin son halkası olan Melen Barajı üçüncü etabının devreye girmesiyle İstanbul’da 2071’e kadar su ihtiyacı karşılanmış oldu. Su kuyruklarından içilebilir musluk suyuna kavuşan İstanbul’un bu alandaki başarı destanı, Erdoğan önderliğinde Türkiye vizyonu haline geldi ve ülkemiz bugün tatlı su kaynağını korumak için 423 yeni tesis kazandı.

HAVA KİRLİLİĞİ-İGDAŞ-TÜRKİYE ENERJİ KORİDORU

Konutlarda yakılan kömür, endüstriyel tesislerdeki denetimsizlik İstanbul’un üzerine kara bulut gibi çöküyor; solunum yolu hastalıklarına sebep oluyordu. 1994’de büyük değişimle birlikte İstanbul da nefes almaya başladı. Alt yapı çalışmalarına hız verildi ve başlatılan doğalgaz hamlesiyle kısa zamanda İstanbul’un yüzde 99’u doğalgaza kavuştu. Sanayi tesisleri denetimli bir şekilde çalışmaya başladı, bacalarına filtreler takıldı. Çevre dostu yakıtlarla çalışan toplu taşıma araçları hizmete alındı. Tüm bu çalışmalar neticesinde bugün, 95 yılında 276 mg olarak ölçülen kirlilik, tek haneli rakamlara düştü. Ve İstanbul, hava kalitesinde dünyanın en iyi 3. metropolü haline geldi. Bu başarı hikâyesi de ülke geneline taşındı. Aynı vizyon uluslararası işbirlikleriyle Türkiye’yi enerji koridoru haline getirdi. Artık Türkiye, Doğu Akdeniz’de doğalgaz taramaları yapıyor.

ÇEVRE VE AĞAÇLANDIRMA

İstanbul’un etrafını çevrelen deniz, kötü koku ve görüntüye mahkûm edilmişti. İnsanlar denize giremiyordu. Yılların ihmaliyle Haliç bataklığa dönüşmüştü. Yeşil alanlar, park ve bahçelerin sayıca çok az olması İstanbulluların sosyal hayatını olumsuz etkiliyordu. Bir inci gibi parlaması gereken şehre bu görüntü yakışmıyordu. Yeni yönetimin göreve geldiğinde ilk yaptığı icraatlardan biri de ağaçlandırma seferberliğini başlatmak oldu. “İstanbul için 100 bin ağaç” kampanyası ile başlayan çevre yatırımları her yıl katlanarak devam etti. Yeşil alanlar arttı, sahiller temizlendi, İstanbullu denizle yeniden buluştu. Haliç, yıllar süren çalışmalarla temizlenerek eski ihtişamına kavuşturuldu. Bu temizlik sırasında dipten 8 bin havuzu dolduracak kadar çamur çıkarıldı, getirilen deniz su ile Haliç’te canlılar yeniden hayat buldu. Bugün İstanbul sahillerinin 411 kilometresinde gönül rahatlığıyla denize girilebiliyor. 1994’te sadece 10 milyon metrekare yeşil alanı bulunan İstanbul, bugün 58 milyon metrekarenin üzerinde bir yeşil alana sahip ve iki katından fazla artan nüfusa rağmen kişi başına düşen yeşil alan miktarı AB standartlarında. Bugüne kadar yapılan ağaçlandırma çalışmaları ile İstanbul’un yeşil alanları 4 bin futbol sahası büyüklüğüne ulaştı. Önümüzdeki aylarda hayata geçecek yeni projelerle İstanbul dev ölçekli yeşil alanlara kavuşacak. Atatürk Havalimanı arazisine dünyaca ünlü şehir parklarından daha büyük bir millet bahçesi yapılacak. İstanbul’un toplam 5 büyük Millet Bahçesi olacak. Erguvanı, lalesiyle İstanbul’u yeniden şiirlerdeki güzelliğine kavuşturan bu vizyon, Türkiye genelinde de 120 bin Belgrad Ormanı büyüklüğünde alanı ağaçlandırıldı ve başta eski statları yeşil alana dönüştürecek projelerle millet bahçelerini, şehir parklarını ülke çapına yayıyor.

ÇÖP SORUNU

Sokaklarda toplanmayan çöpler, oluşan çöp dağları ve patlayan çöplükler. Çöplerin toplanması da bertaraf edilmesi de büyük bir problemdi. Sokaklardan haftada bir toplanabilen çöpler, vahşi çöp depolama alanlarına ve orman sahasına rastgele bırakılıyor, yer yer denize dökülüyor ve bu nedenlerle tam bir çevre felaketi yaşanıyordu. 1993 yılında olmaz denilen oldu. Ümraniye çöplüğünde sıkışan metan gazı patladı. Bu faciada 39 İstanbullu hayatını kaybetti. Bu ilkel ve utanç verici tablonun değişmesi gerekiyordu. Vahşi çöp depolama alanları yerine modern tesisler kuruldu. Sokaklardan çöpler günlük olarak toplanmaya başlandı. Odayeri Çöp Gazından Elektrik Enerjisi Üretim Tesisi başta olmak üzere yapılan 18 atık yönetim tesisiyle İstanbul modern, temiz ve sağlıklı bir metropole dönüştü. İstanbul genelinde her gün 900 futbol sahası büyüklüğünde bir alan temizleniyor, yüz binlerce ton atık bertaraf ediliyor, niteliğine göre geri dönüşüm teknolojileriyle zararsız hale getiriliyor ve ekonomiye yeniden kazandırılıyor. Bir zamanlar çöp dağlarının can aldığı İstanbul’da bugün toplanan çöplerden bir yılda 300 bin hanenin yıllık ihtiyacını karşılayacak miktarda elektrik üretiliyor.

ATIK SU ARITMA

Evlerde, sanayi tesislerinde kullanılan suların arıtması yapılmadığı için temiz su kaynakları kirleniyor, canlı yaşamı tehlikeye giriyordu. Derelere, denizlere karışan atık sular hastalık tehdidi oluşturuyordu. Kısa zamanda büyük adımlar atıldı ve alınan önlemlerle, ıslah edilen derelerle İstanbul atık su tehdidinden hızla uzaklaştı. 94 öncesi sadece 2 atık su arıtma tesisi bulunan İstanbul, bugün, 80 atık su arıtma tesisine sahip ve İstanbul’daki atık su arıtma oranı yüzde 99. Üstelik atık sular sadece akıtmakla kalmıyor. İleri teknolojiyle geri kazanılan sular, gerektiğinde park ve bahçelerin sulamasında kullanılarak büyük bir su tasarrufu da sağlıyor. Atık sularının neredeyse tamamı arıtılan İstanbul için 7 atık su arıtma tesisinin yapımı devam ediyor ve 40 yeni tesis daha planlanıyor.

TOPLU ULAŞIM

Otobüs kuyrukları İstanbullular için adeta bir işkenceye dönüşmüştü. Mevcut araçlar yetmiyor, otobüs duraklarında bitmeyen kuyruklar oluşuyordu. Metro bir hayal gibiydi. Üç tarafı denizlerle çevrili şehirde deniz ulaşımından bile yeterince faydalanılamıyordu. 1994 öncesinde sadece bin 596 aracı olan İETT’ye birbiri ardına toplu alımlar yapılarak filosu güçlendirildi ve yenilendi. İETT bugün 6 bin 223 otobüsüyle Avrupa’nın en genç ve modern araç filosuna sahip. 1994’e kadar sadece 34 km raylı sistemi bulunan İstanbul, metro yatırımları sayesinde kısa zamanda asırlık farkı kapatıp dünyanın bu alanda önde gelen metropolleri arasına girdi. Raylı sistem yatırımlarında İstanbul adına birçok ilk yaşandı. Cumhuriyet tarihinin en büyük metro hattı Kadıköy-Kartal hattı kullanıma açıldı. Taksim-Kabataş arasında finiküler sistem hizmete alındı. Sultan Abdülhamit Han’nın hayali olan, dünyanın en derin batırma tüp tüneli Marmaray, boğazın iki yakasını birleştirdi. Ve Türkiye’nin ilk sürücüsüz metrosu Üsküdar-Çekmeköy-Sancaktepe hattında seferlerine başladı. İstanbul, 2018 sonu itibariyle 278 km’nin üzerinde raylı sisteme kavuşacak ve böylece 24 yılda raylı sistemi 8 kat artmış olacak. Her yerde metro, her yere metro düsturuyla hareket eden İstanbul’un raylı sistem hedefi ise bin 100 km. Bu hedefe ulaşıldığında İstanbul, bugünkünden yaklaşık 5 kat daha fazla raylı sistem ağına sahip olacak. İçinden deniz geçen şehir İstanbul’un deniz ulaşımı yok denecek kadar azdı. Koca metropolde bakımsız, eski sadece 10 yolcu vapuru vardı. Yıllar içinde peş peşe araç alındı, yeni hatlar açılarak iskeleler yapıldı.Özel işletmelerle birlikte bugün İstanbul dünyanın en büyük şehir içi araç ve yolcu taşıyan filosuna sahip. Toplu ulaşım alternatifleri artarken ulaşımda entegrasyon da sağlandı. Bu entegrasyonun bir parçası olarak ödeme sisteminde kağıt biletten dünyada bir ilk olan akbile, akbilden de İstanbulkart’a geçildi. Üstelik İstanbulkart Mobil Uygulama ile artık banka hesabından İstanbulkart’a bakiye yükleyebiliyor.

TRAFİK

Dönemin idarecileri, bu alanda da hizmet üretmemişti. İnsanlar evlerine, işlerine, okullarına giderken her gün çile çekiyordu. 1994 trafik sorunu konusunda da bir milat oldu. Bir yandan toplu taşıma yaygınlaştırılıp, metrolarla yoğunluğun bir bölümü yer altına alınırken yeni kavşak ve yollar için de düğmeye basıldı. Şehrin en kritik arterleri, en yoğun noktaları bir bir belirlenerek yeni yol, kavşak ve tünel inşaatları için çalışmalar başlatıldı. 24 yılda cumhuriyet tarihi boyunca yapılandan daha fazla yatırımla İstanbul’a, neredeyse dünyanın etrafını tam tur dönecek uzunlukta yeni yollar kazandırıldı. Yol ve kavşak yapımının yanı sıra şehrin trafiği akıllı sinyalizasyon sistemleriyle yönetilir hale geldi.

Araç yoğunluğuyla birlikte artan otopark ihtiyacını karşılamak için de dev adımlar atılarak 24 yılda 39 bin araç kapasiteli otopark yapıldı. İstanbul’un otopark kapasitesi yüzde 1064 artırıldı. Zemin altı otopark hamlesiyle alan kayıpları da önlendi.Özellikle yapılan 8 tünel sayesinde İstanbul trafiği nefes aldı.Son iki yılda açılan tünellerle bile trafik yoğunluğu yüzde 58’den, yüzde 47’ye geriledi. 2023’te İstanbul’un toplam 42 tünel yolu olacak ve trafik yoğunluğu yüzde 28’e düşerken, sıkışık yol ağı yüzde 19 azalacak. İstanbul’un kazanımlarına vizyonuyla ilham olan bu irade; duble yollar, tüneller, köprüler ve havalimanlarıyla Türkiye’nin de çehresini değiştirdi.

BEYAZ MASA

Şehrin sorunlarıyla ilgilenmiyor, şikâyetler dinlenmiyor, istekler göz ardı ediliyordu.Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve gelir gelmez ilk icraatlarından biri de yerel yönetimlerde bir ilk olan Beyaz Masa’yı kurmak oldu. Doğrudan Başkanlığa bağlı olan bu birim, vatandaşla belediye arasında köprü vazifesi görecek, 7 gün 24 saat İstanbullulara kulak verip sorunlarını dinleyecek ve çözümün bir parçası olacaktı. Nitekim öyle de oldu. Artık İstanbulluların talep, ihtiyaç ve sorunları 153 Beyaz Masa ile çözüme kavuşturuluyor. Beyaz Masa bugün 1000’in üzerinde halkla ilişkiler çalışanı, modern çağrı merkezleri, İstanbul’un farklı meydanlarındaki iletişim noktaları ve anında yerinde çözüm ekibiyle İstanbulluların her türlü sorununu dinliyor ve çözümünü sağlıyor. Sadece bir yılda çözüme kavuşturulan 8 milyonun üzerinde başvuruyla, halk memnuniyeti ve çözüm hızı alanında ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görüldü. Vatandaş odaklı yönetim anlayışı ile başlatılan Beyaz Masa, daha sonra merkezi yönetimde de BİMER ve CİMER’e ilham oldu.

ENGELLİLER-EVDE BAKİM HİZMETLERİ

Büyükşehirlerde daha güç koşullara maruz kalan engelliler için de çok şey yapıldı 24 yılda. Türkiye’de ilk kez İstanbul’da kurulan Engelliler Koordinasyon Merkezi’yle başlayan süreç sonucunda bugün 24 adet Engelliler Merkezi’nde engellilerimize hizmet ediyoruz. Yılda 150 bin engelliye özel ulaşım hizmeti verildi. 250 bin engelliye de evde tedavi hizmeti veriyoruz. Evde sağlık ve bakım hizmetiyle yaşlı, yatalak ve muhtaç kişilerine sağlık hizmetine kavuşturuyoruz. Engelliler için erişilebilir bir İstanbul hedefiyle ulaşım, altyapı gibi alanlarda yapısal düzenlemeler yapıldı. Otistik ve down sendromlu çocuklar için Türkiye’de ilk olacak iki ayrı eğitim kampüsü ve 5 yeni engelliler merkezinin yapımı planlandı. Sadece engellilere değil yaşlı ve kimsesizlere de sahip çıkan büyükşehir, kadın ve çocuklarımıza, toplumun tüm dezavantajlı gruplarına destek oluyor; hizmete ulaşamayanların ayağına hizmet götürüyor ve bugün Türkiye genelinde, bakıma muhtaç engelli yakınları için ayda 950 tl bakım parası verilmeye başlandı.

GENÇLİK MECLİSİ

Gençlere her zaman inanan ve güvenen Recep Tayyip Erdoğan, başkanlığı döneminde bir ilke daha imza atarak Türkiye’deki ilk gençlik meclisini kurdu. Ardından 2005 yılında da Çocuk Meclisi kuruldu İstanbul’da. Hem Gençlik Meclisi hem de Çocuk Meclisi farklı alanlarda faaliyet gösteren komisyonlarla, atölye çalışmaları ve hobi kulüpleriyle her yıl binlerce genç ve çocuğu yarınlara hazırlıyor. Erdoğan’ın gençlere olan güveni sayesinde bugün 18 yaşındaki gençlerimiz seçilme hakkına sahip olarak vizyonlarını Türkiye Büyük Millet Meclisine taşıyorlar.

(İHA)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
timbir - birlik haber ajansi