Otizm spor merkezine eğitmenlerine ihmal sonucu yaralama davası

Otizm spor merkezine eğitmenlerine ihmal sonucu yaralama davası
OTİZMLİ üç bireyin 2016 yılında kapatılan İstanbul Otizm ve Yaşam Kulübü Merkezi'nde eğitim gördükleri sırada ihmal sonucu yaralanmalarına sebebiyet verdikleri iddiasıyla spor eğitmeni olan 4 sanık 1'er yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Duruşmada otizmli çocuğun babası Ali Gödekoğlu, kurumun kazadan 1 yıl sonra ruhsat aldığına dikkat çekip "Çalıştırılan eğitmenlerin yasal yönetmelikler ve mevzuatlardaki gerekleri taşımadığı da ortadadır" diyerek şikayetçi olduğunu belirtti. Gödekoğlu duruşma çıkışında da, "Spor otizm merkeziyle ilgili bir yasal düzenleme çıkması gerekiyor" dedi. 
Otizmli bireyler Barış Gedikoğlu, Ahmet Sürücü ve Mustafa Recep Koç'un ailesi, çocuklarının Sarıyer'deki İstanbul Otizm ve Yaşam Kulübü Merkezi'nde eğitim aldıkları sırada yaralandıkları gerekçesiyle 2015 yılında şikayetçi oldu. 7 yıl süren soruşturma sonunda savcılık, mağdur çocukların spor hocalığını yapan Mehmet Arif P., Muhsin Noyan K., Erbil Ç. ve Selçuk T. hakkında, "Kendisini bedenen ve ruhen savunamayacak kişiye karşı ihmal suretiyle basit yaralama" suçlamasıyla 4'er aydan 1'er yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ikinci duruşmaya tutuksuz sanıklar Muhsin Noyan K., Erbil Ç. ve Selçuk T. geldi. Mağdur çocukların aileleri Kadriye Koç, Ali Gödekoğlu, Hüseyin ve Zehra Sürücü ile Aile Bakanlığı avukatı da duruşmaya katıldı.

"FRENE BASMASINI SÖYLEDİM AMA KOMUT ALMADI"
Sanık Mehmet Arif P. savunmasında, spor yöneticiliği bölümünden mezun olduktan sonra söz konusu kurumda gönüllü çalışmak için başvurduğunu, 2013 yılında birkaç ay hafta sonları ve sömestr tatilinde çalıştığını belirtti. Kurum yetkilisi Erbil Ç.'nin kendilerine eğitim ve sunum verdiğini anlatan Mehmet Arif P.  mağdur Barış Gödekoğlu ile ilgilendiğini, babası Ali Gödekoğlu'nun oğlunun bisiklet eğitimi almasını rica ettiğini söyledi. Sanık Mehmet Arif P. "Barış'ın bacakları çok güçsüzdü. Pedal çeviremiyordu. Bir süre bu beceriyi kazandırmak için çalıştık. Yavaş yavaş bisiklete geçtik. Kurumun arkasında çimenlik alan vardı, ya da kulübün önünde düz yol var, çok araç geçmez orada yaptırırdık. Kurum içinde aileye verilmek üzere öncesi ve sonrasına dair video çekimleri de yapıyorduk. Olay günü Barış'ın kafasında kask vardı, dizlik ve kolluk yoktu. Barış bisikletle giderken tümseğe takıldı. Bir anda panikleyince bacaklarını açtı. Frene basmasını söyledim ama komut almadı. Kolundan tuttum ama yana doğru düştü. Kolunda çizikler vardı, başka bir sorunu yoktu. Koluna tentürdiyot sürdük. Akşam yemeğinden sonra uyudu. Ertesi gün kolunda şişlik fark ettim. Hastaneye götürdük, Barış'ın ağabeyi de hastaneye geldi. Bir hafta yoktum, döndüğümde Erbil Hoca, Barış'ın fizik tedavi gördüğünü söyledi. Hareket kısıtlılığı olmaması için de kolunu açıp kapatma yönünde çalışma yapmamızı söyledi. Ancak Barış kolunu açıp kapatırken bağırıyordu. Bu nedenle devam etmedik" dedi. Sanık, baba Ali Gedikoğlu'nun bisiklet öğretilmeden Barış'ın yola çıkarıldığı iddiasına ise "Kabul etmiyorum. Kendisi de kuruma geldiğinde Barış'ın bisiklet kullanabildiğini görüp videoya çekmişti. Beraatimi talep ederim" diye konuştu. Sanık Mehmet Arif P. Aile Bakanlığı avukatının "Kurumun doktoru var mıydı?" sorusuna ise "Yoktu, ecza dolabımız vardı" diye yanıt verdi. Diğer sanıklar ise önceki savunmalarını tekrar ettiklerini belirttiler.

TANIKLAR DİNLENDİ
Duruşmada tanıklar dinlendi. 20 yaşındaki otizmli kızını otizm merkezine gönderdiğini söyleyen tanık Bilge M. ise, 2012 yılından kapanana kadar kızı için hizmet aldıklarını, kurumla ilgili bir şikâyetinin olmadığını aksine kendilerine kattıklarından dolayı müteşekkir olduklarını söyledi. Kurumda çalışan tanık Veysel M. de, sanık Mehmet'in Barış'a bisiklet sürmeyi öğrettiğini, Barış'ın tümseğe takılması sonucu düştüğünü belirtti. 

"ÇOCUKLARIMIZI SPORCU OLSUN DİYE VERMİYORUZ"
Şikayetçi baba Ali Gödekoğlu ise Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın söz konusu otizm spor merkezine 2015 yılında onay verdiğini, kazanın ise 6 Şubat 2015'te yani onay tarihinden önce olduğunu ifade ederek "Kazadan sonra izin alınmıştır. 2016 Mart ayında kurum kapatılmıştır. Kurum 1 sene 26 gün çalışmıştır. Çalıştırılan eğitmenlerin yasal yönetmelikler ve mevzuatlardaki gerekleri taşımadığı da ortadadır. Sanığın bu davada hatası vardır. Çocuğuma diş fırçalamayı öğretmiştir. Ancak kaza ayrı bir konu. Tüm sanıklar kurum yetkililerini korumaya çalışmaktadır. Kurum yönetmeliklere ve fiziken de uygun alanlara sahip değildir. Böyle bir alanda bisiklet çalıştırılması mümkün değildir. Alan yokuş aşağıdır. Otizmli bir bireyin telkin ve komut alması mümkün değildir. Frene bas komutunu alamaz. Gerekli önlemler alınmamıştır. Şikayetim devam etmektedir" dedi. Gödekoğlu, keşif talebinde de bulundu. Mağdur Ahmet Sürücü'nün babası Hüseyin Sürücü de sanık savunmalarının gerçek dışı olduğunu, şikayetinin devam ettiğini belirtti. Mağdur Mustafa Koç'un annesi Kadriye Koç ise "Çocuğumun doktora götürdüğü ifadesi gerçek değildir. Kurumu korumaya yöneliktir. Çocuğumun kulağı apse yapmış iltihap toplamıştır. Biz çocuklarımızı buraya sporcu olsun diye vermiyoruz, iyi bakılması öfke nöbetlerinin azalması için yolluyoruz. Bu olmasaydı çocuğum şu an yaşıyor olacaktı" diye konuştu. 

DURUŞMA ERTELENDİ
Sanık avukatı ise otizm spor merkezi ile ilgili videoları göstererek "Çocuklar kuruma geldikleri andan sonrasına kadar beceri kazandırılmıştır. Her kusurlu hareket, ihmal veya kasti suçu oluşturmayacaktır. Atılı suç yönünden her kusurlu veya ihmali davranış kasten yaralama suçunun iddianamedeki tanımını oluşturmaz. Olayın demagojik yerlere çekilmemesi gerekir" dedi. Şikayetçi avukatlarına yazılı beyan vermeleri için süre verilmesine ve eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. 

"OTİZMLİLERİN SESİNİ DUYSUNLAR"
Duruşma sonrasında basın mensuplarının sorusu üzerine açıklama yapan şikayetçi baba Hüseyin Sürücü, "Bunlar spor okulu adı altında çocuklara yapmadıkları işkence, yapmadıkları darp, dayak yok. Nereden tutsanız bunların bir kanuni yönü de yok. Artık sesimiz duyulsun, 7 sene geçmiş. Geç gelen adalet adalet değildir, 7 senedir sinir bozucu bir süreçteyim. Kurumun yetkililerinden hocalarından şikayetçiyim. Otizmlilerin sesini duysunlar" dedi. 

"YASAL DÜZENLEME ÇIKMASI GEREKİYOR"
Baba Ali Gödekoğlu da, söz konusu kurumda spor yaparken gerekli önlemlerin alınmadığını, bu kurumların usulüne uygun çalışmaması, tedbirsizlik ve ihmaller sonucu kazaya sebebiyet verildiğini ifade etti. Otizmli çocukların 18 yaşından sonra spor yapmaya, hayatın her türlü alanına girmeye, sosyalleşmeye ihtiyacı olduğu için bu tür kurumlara bırakıldığını belirten Gödekoğlu, "Adapazarı'ndan İstanbul'un ötesine doğru tahminen 200-250 kadar spor otizm merkezlerinin olduğu, bunların yasal düzenlemelerinin olmadığı ve ortada kaldığı konusu var, endişe edici. Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı özel spor tesisleriyle ilgili bir yönetmeliğe bağlı çalışıyorlar. Ama bu yönetmelik, otizmli bireyin eğitimiyle ve gerekli denetimlerle ilgili yeterli değil. Spor otizim merkeziyle ilgili bir yasal düzenleme çıkması gerekiyor" dedi. Gödekoğlu, oğlunun kolunun merkezde kırıldığını ve hiçbir sağlık görevlisinin de merkezde bulunmadığını vurgulayarak "Spor jimnastik öğretmenlerinin otizm adına çocuklara her tür müdahalede bulunmaları ve bunun sonucunda da sakatlık yaşanması durumları var. O kurumda bu vardı ve benim oğlum da bundan zarar gördü. Kurum 2016'da kendini kapattı. Daha sık denetlenmesi ve yaptırım uygulanması ve yasal düzenlemeler gerekiyor" diye konuştu. 
(FOTOĞRAF)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
timbir - birlik haber ajansi