ASO Başkanı Ardıç: “Deprem bölgesindeki sanayicilerimizin eleman ihtiyacını karşılayacağız”

ANKARA SANAYİ ODASI BAŞKANI SEYİT ARDIÇ; ‘’DEPREMDEN ETKİLENEN İLLERDE FAALİYET GÖSTEREN REEL SEKTÖR FİRMALARINA YÖNELİK ÖZEL VE KOLAYLAŞTIRICI DESTEKLEYİCİ UYGULAMALARIN DEVREYE ALINMASI ÖNEMLİDİR’’

ASO Başkanı Ardıç: “Deprem bölgesindeki sanayicilerimizin eleman ihtiyacını karşılayacağız”

ANKARA – Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, ‘’Yaşanan
deprem felaketi sonrasındaki toparlanma sürecinde, bölgesel
kalkınmanın hızla sağlanması açısından, depremden etkilenen illerde
faaliyet gösteren reel sektör firmalarına yönelik özel ve kolaylaştırıcı,
destekleyici uygulamaların devreye alınması önemlidir’’ dedi.
ASO Meclis Toplantı Salonunda gerçekleşen Şubat ayı Meclis
Toplantısının açış konuşmasını yapan Ardıç, 6 Şubat tarihinde, merkezi
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 13 milyondan fazla
vatandaşın doğrudan etkilendiği ve 11 ilde ağır hasara yol açan iki
büyük deprem yaşandığını ifade ederek, ‘’Toplumsal yaşantımız
içerisinde, tek bir insanımızın dahi herhangi bir sebeple incinmesi bizleri
üzerken, bu korkunç afette yitirdiğimiz on binlerce canımız ve çok sayıda
kentimizde oluşan büyük hasar hepimizi derinden yasa boğdu. Hayatını
kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil
şifalar diliyorum. Ülkemizin ve milletimizin Başı sağolsun. İnşallah
Cenab-ı Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın’’ dedi.
Depremde canla başla çalışan ulusal ve uluslararası bütün kurtarma
ekiplerine teşekkürlerini sunan Ardıç, ‘’Afet bölgesinde devletimizin
kurumları, meslek ve sivil toplum örgütleri, iş dünyasının kuruluşları olan
odalarımız ve borsalarımız, sendikalarımız, şirketler ve vatandaşlarımız
seferber oldu. Birlik olduk, bütün Türkiye, bir olduk. Biz de Ankara Sanayi
Odası olarak, bu zorlu süreçte depremzede vatandaşlarımıza bir nebze
derman olabilmek adına, tüm üyelerimizle ve meslek komitelerimizle
birlikte çalışarak, afetten zarar gören vatandaşlarımızın yanında olduk ve
olmaya devam edeceğiz. Ankara Sanayi Odası olarak, hızla aksiyon
aldık, Odamız bünyesindeki 40 meslek komitesi başkanımızın
koordinasyonuyla deprem bölgesinde belirlenecek bir alanda, Konteyner
Yaşam Merkezi kurulması için çalışmalarımızı başlattık. Deprem
bölgesindeki olumsuz hava koşullarının da etkisiyle geceyi dışarıda
geçirmek iyice zorlaşırken, ASO olarak, tam donanımlı yaşam merkezi
kurulması için kampanya başlattık. İş dünyası olarak, bunların yanında
her türlü yardım malzemesinin üretimi, tedariki ve bölgeye nakli
faaliyetlerimizle çalışmalarımıza artan bir ivmeyle devam ediyoruz. Bu

vesile ile hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum, hepinizle gurur
duyuyorum. Göstermiş olduğunuz bu hassasiyetle, ne kadar koca yürekli
insanlar olduğunuzu ortaya koydunuz. Hepinizden Allah razı olsun. İyi ki
varsınız, iyi ki sizleri temsil eden bir başkanım’’ dedi.

Ardıç, yaşanan deprem makro dengeleri önemli oranda etkileyecek gibi
göründüğünü ifade ederek şunları söyledi; ‘’Açıklanan resmi verilere göre
depremden etkilenen 10 ilde toplam 13 milyondan fazla kişi yaşıyor ve
bu sayı toplam Türkiye nüfusunun yüzde 15,7’sini oluşturuyor. 10 ilden
oluşan bölge Türkiye’nin toplam gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde
10,1’ini gerçekleştirirken, ekonomik büyümenin 1,15 puanı bu 10 il
tarafından geliyor. Bölge ihracatımızın yüzde 8,5 kadarını
gerçekleştiriyor. Tarımsal katma değerin yüzde 14,5 kadarı bu bölgeden
geliyor. İmalat sanayi üretiminin yüzde 11,3 değerini gerçekleştiren bölge
ağırlıklı olarak tekstil ve metal sektörleri ile öne çıkıyor. Bu rakamlara,
OHAL kapsamına sonradan alınan Elazığ ilimizi ve kısmen hasar gören
diğer çevre illeri eklediğimizde sayılar büyüyor ve depremin ne kadar
geniş bir alanı etkilediğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Yapılan ilk
projeksiyonlar, depremin ülkemizin toplam gayri safi yurt içi hasılasının
yüzde 2’sine varabilecek bir kayba yol açtığına işaret ediyor. Bir başka
çalışma, oluşan maddi hasarın 84 milyar dolar düzeyinde olabileceğini
belirtiyor. Tespit edilen hasarın büyüklüğüne paralel olarak, büyüme
tahminleri de depremin ardından aşağıya çekilerek revize ediliyor.’’

Depremin, coğrafyamızın acı bir gerçeği olduğunu ve maalesef bu acı
gerçekle tekrar yüzleştikleri kaydeden Ardıç, ‘’Bu acıyı bir daha
yaşamamak için neler yapmamız, neleri değiştirmemiz gerektiğini ortaya
koymalıyız. Bilim insanlarının uyarılarını dikkate alarak, beklenen diğer
olası afetler için ne ölçüde hazırlıklı olduğumuzu belirlememiz ve
eksiklerimizi tamamlayarak, hazırlık seviyemizi en üst düzeye
çıkarmamız gerekiyor. Depremin ihmale gelmediğini, her deprem
sonrasında maalesef yaşayarak idrak ediyoruz. Ne yazık ki deprem
gerçeği, arama kurtarma çalışmaları tamamlanana kadar gündemde yer
buluyor. Arama kurtarma faaliyetleri sona erince deprem konusu yavaş
yavaş gündemden düşüyor. Yaşadığımız bu son facia ile depremin
daima öncelikli gündem konularımızın arasında yer alması gerektiği bir
kez daha açıkça ortaya çıkmıştır. Ülkemizin geleceği ve toplumun refahı

için acil ve öncelikli olan diğer husus, depremin sosyal ve ekonomik
tahribatını hızla giderecek politikaların hayata geçirilmesidir. Bu noktada,
birazdan aktaracağım değerlendirmelere geçmeden önce, bütün
imkânlarını seferber eden ve gerekli düzenlemeleri yapmakta olan
devletimize, Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, bütün
bakanlarımıza, kamu kurum ve kuruluş yetkililerine ve yerel
yöneticilerimize, elini taşın altına koyan, risk alan nakdi ve ayni yardımda
bulunan herkese teşekkür ediyorum. Depremin sosyal ve ekonomik
boyutu değerlendirilirken, deprem öncesinde mevcut bulunan ekonomik
zorlukların üzerine bu afeti yaşadığımızı göz ardı etmeyelim. Temel
makroekonomik göstergelerin de açıkça ortaya koyduğu, ülkemizde son
dönemlerde en önemli ekonomik sorun, yüksek enflasyondur. Hane
halkları açısından baktığımızda, enflasyon ve hayat pahalılığı, özellikle
sabit gelirli vatandaşlarımızın hayat standardını olumsuz etkilemiştir’’
dedi.
Depremin ardından uygulanacak olan tedbirlerde, para ve maliye
politikalarında alicenap milletimizin fedakarlıklarını arttırmayacak,
mağduriyetini azaltacak mekanizmaların tasarlanması gerektiğini ifade
eden Ardıç, ‘’Üreticiler açısından baktığımızda, yurt içi üretici fiyat
endeksinin yıllık ve aylık bazda arttığını görüyoruz. Maliyet artışı
nedeniyle reel sektör ciddi sıkıntılar yaşarken, özellikle ihracatçı firmalar
fiyatta rekabet etmekte zorlanıyor. Enflasyon ile döviz kurları arasındaki
makasın açık olması ihracatçı firmaların uluslararası rekabet gücünü
azaltıyor’’ dedi.
Son açıklanan veriler sanayi üretiminin ve imalat sanayi kapasite
kullanım oranının azalmaya devam ettiğini gösterdiğini belirterek, ‘’PMI
endeksi 2022 yılının Mart ayından bu yana eşik değere yakın seviyede
seyrediyor. İhracatımız, hacim olarak büyük bir artış gösterirken, bu
karşın dış ticaret açığı ve cari açık oldukça yüksek kalmaya devam
ediyor. Reel sektör, depremden önce var olan bu ekonomik
kırılganlıklarla başa çıkmaya çalışırken, afetin etkileriyle birleşince,
üretimde ve ihracatta aksaklıkların artması ihtimali güçleniyor. Hem iç
hem dış koşulların etkisiyle, önümüzdeki dönemde ihracatın büyümeye
katkısı çok belirleyici olacaktır. Dolayısıyla ihracatın desteklenmesi,
ekonomik büyümede beklenen revizyonun yönünü ve düzeyini
belirlemede birincil derecede etkili olacaktır. Yaşanan deprem felaketi
sonrasındaki toparlanma sürecinde, bölgesel kalkınmanın hızla
sağlanması açısından, depremden etkilenen illerde faaliyet gösteren reel

sektör firmalarına yönelik özel ve kolaylaştırıcı, destekleyici
uygulamaların devreye alınmasının önemini de belirtmek isterim’’ dedi.
Ardıç şunları söyledi; ‘’Deprem bölgesindeki sanayicilerimizin üretime
devam edebilmesi ülkemiz açısından çok önemli. Birçok firma işgücü
yetersizliğinden ya fabrikasını kapattı ya da çok düşük kapasite ile üretim
yapmaya devam ediyor. Bu itibarla bölgenin barınma sorunu ivedi bir
şekilde çözülmesi gerekiyor. Hükümetimiz tarafından bölgenin iş gücü
ihtiyacının karşılanması için destek mekanizmaları devreye sokulmalıdır.
Ankaralı sanayiciler olarak geçici tersine göç adını verdiğimiz bir
kampanya başlatıp, deprem bölgesindeki sanayicilerimizin eleman
ihtiyacını geçici süre ile karşılamayı yiten canlarımız geri gelmeyecek ve
onlara dair yaşadığımız acılar son bulmayacak olsa da, bu korkunç afetin
yıkıcı etkilerini bertaraf edene kadar, milletimizin yaralarına merhem
olana kadar çalışmaya bizler devam edeceğiz. Dayanışma ile
yaralarımızı hep birlikte saracağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
sözleriyle, “Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi
kurtaracağız.”

Basın Bülteni

Ankara'nın Sesi Haber Sitesi

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
timbir - birlik haber ajansi