İTİRAZ EDİYORUM! ÇÜNKÜ HALA UMUDUM VAR!

İtiraz ediyorum! Çünkü hala umudum var!
Umudun bittiği yerde ise, insanın inancı da yavaş yavaş eriyor demektir…
Eğer içinizden artık hiçbir haksızlığa, zulme itiraz etmek gelmiyorsa, hemen nabzınızı kontrol edin, atmıyor olabilir…
Hak’ka değil, hakikatin karşısında duran bâtıla;
Zulme ve yanlışlıklar karşısında suskun kalışlara itiraz edebilmek, insanın fıtratına yerleştirilmiş bir davranıştır…
Aklı selim ile ve edep çerçevesinde, gördüğümüz yanlışları düzeltmeye çalışmak, gerektiğinde ‘hayır’ diyebilmek belki de ‘hayırlı’ gelişmelere sebep olabilir…
Kulağımıza ilk olarak ‘olumsuz’ gibi gelen ‘itiraz’ aslında tarih boyunca gerçekleşmiş olmasından mutluluk ve refah duyduğumuz olayların bir başlangıcıdır….
Susmak, kabul eder görünmek inancımızı ve kişiliğimizi fazlasıyla zedeler….
İnsanoğlu inandıklarına ters düşecek bir olayın içinde bulursa kendisini, en azından tepkisini belli etmeli…
Sessiz kaldığı müddetçe kendisiyle çelişkiye düşmeye ve vicdanının ‘sitemkâr’ sesini dinlemeye mahkûm edilir…
Şair Mehmet Akif Ersoy’un da dediği gibi;
‘Vicdan bile duymaz çıkmazsa bir âhı,
Sessiz kölelerdir yaratan binbir ilahı’….
Teslimiyet ile umursamazlığı birbirine karıştırmadan, laf olsun diye veya sadece itiraz etmiş olmak için değil;
Kalbimizin, özümüzün zedelenmemesi için, cüz’i irademizle müdahale edebileceğimiz noktalarda ‘biz varız’ diyebilmeliyiz….
Hem sessiz kalmak haksızlığa bir çeşit ‘onay’ vermek değimlidir?
Elimizle düzeltemediklerimizi dilimizle düzeltmeye çalışmak, onu bile yapamıyorsak kalbimizle buğuz etmek bile en azından yanlışa ortak olmamak, çözümden yana tavrını koymak demek değimlidir?
Dünya kötülerin ve kötülüklerin yeri olmamalı….
Kendimizi küçümsemeyelim
Kar taneleri gibi tek tek bakıldığında küçük ve yumuşak görünsek de, birleşince kocaman bir çığ tanesini oluşturabiliriz…
Bizler doğru bildiğimizi söyleyip, arkasında da durdukça, sonucu ne olursa olsun;
Bu dünyaya kalbimizde ki iyi niyeti ve güzel enerjiyi yaymış oluruz….
Halil Cibran’ın söylediği gibi:
‘Hayır boşuna yaşamadık biz,
Kemiklerimizden kuleler yapmadılar mı?’
Bizim sahip çıkamadığımız değerler için, zamanında canını, malını hiçe saymış, bu uğurda ‘İTİRAZ HAKKINI ‘ kullanmış erdemli insanlar hatırına suskun kalmayalım…
Ben de elimden bir şey gelmediği anlarda ve durumlarda, hiç olmazsa karıncanın taşıdığı kadar ‘bir damla’ aklımla en azından safımı belli ederim…
Belki o zaman beni bekleyen ateşte ‘gül bahçesine’ döner…
Çünkü benim hala umudum var! 

Cihannur Çalapkulu

YORUM EKLE
timbir - birlik haber ajansi