“Çocukların tuz tüketimi kısıtlanmalı”

“Dünya Tuza Dikkat Haftası” kapsamında aşırı tuz kullanımının insan vücudunda açabileceği olumsuz etkilere değinen Yrd. Doç. Dr. Can Ergün, çocuklarda tuz tüketiminin kısıtlanması gerektiğine değinerek, türü ne olursa olsun tüm tuzların aynı olduğunu ve aşırı kullanılması dahilinde vücutta uzun dönemde ciddi zararlar açabileceğini belirti.

“Çocukların tuz tüketimi kısıtlanmalı”

“Dünya Tuza Dikkat Haftası” kapsamında aşırı tuz kullanımının insan vücudunda açabileceği olumsuz etkilere değinen Yrd. Doç. Dr. Can Ergün, çocuklarda tuz tüketiminin kısıtlanması gerektiğine değinerek, türü ne olursa olsun tüm tuzların aynı olduğunu ve aşırı kullanılması dahilinde vücutta uzun dönemde ciddi zararlar açabileceğini belirti.

Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Can Ergün, tuz kullanımında aşırıya kaçılmaması konusunda uyarılarda bulundu. Yrd. Doç. Dr. Ergün, mümkün olduğunca tuz kullanımının kısıtlanması ve tuzun eksikliğinin oluşturduğu lezzet kaybını çeşitli baharatlar kullanarak telafi edilmesinin insan vücuduna çok daha faydalı olabileceği ifade etti. Ayrıca Yrd. Doç. Dr. Ergün, “Tuz kullanılacaksa eğer, iyotlu tuz kullanmakta fayda var” dedi.

“ÇOCUKLARDA HAZIR YİYECEK TÜKETİMİNİ SINIRLANDIRMALIYIZ”

Çocuklarda tuz kullanımında nelere dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan Yrd. Doç. Dr. Ergün, “Çocuklarda tuz tüketimini kısıtlamak için çeşitli alternatiflerimiz var. Bunlardan birincisi sofra tuzunu sofradan kaldırmaktır. Yani tuzu ulaşılabilir olmaktan kaldırmak. Bunun dışında dışarda yemek yeniliyorsa özellikle çocukları fast food türü yiyeceklerden mümkün olduğu kadar uzak tutmak gerekiyor. Paketlenmiş ve işlem görmüş ürünlerin tüketimini sınırlandırmalıyız. Bu yiyeceklerin sodyum miktarı fazla olduğu için bunların çocuklar tarafından tüketimini sınırlandırabiliriz. Ayrıca sebze meyve tüketimi yine aynı şekilde sodyum tüketimini kısıtlamak için bir yöntemdir. Mümkün olduğu kadar baharatlarla ve taze otlarla tuzun eksikliğinin oluşturduğu lezzet kaybını maskelememiz mümkün. Bunun yanı sıra tuz kullanımına devam edilecekse eğer bunun iyotlu tuz olmasında fayda var” ifadelerinde bulundu.

“AŞIRI TUZ KULLANIMI VÜCUTTA ÖDEM YAPIYOR”

Tuzun zararlı etkilerine değinen Yrd. Doç. Dr. Ergün, aşırı tuz kullanımının vücutta ödeme neden olduğunu ifade ederek, “Vücuda fazla tuzun alınmış olması hem hücrelerin etrafındaki su miktarını arttırıyor hem de kan dolaşımındaki kan hacmini arttırdığı için böbreklerdeki yük artıyor. Özellikle tuz tüketiminin fazla olması kan dolaşımındaki sodyum miktarını da arttırdığı için hipertansiyona bağlı olarak kalp ve etkili organlar uzun dönemde olumsuz yönde etkileniyor. Ayrıca yetişkin bir bireyin alması gereken toplam sodyum miktarı günlük ihtiyacımız olan beş yüz miligram civarıdır. Yani gündelik beslenme alışkanlıklarımız dâhilinde yiyeceklerimizde hiç tuz atmasak bile yiyeceklerin kendi bünyesinde olan tuz zaten bizim ihtiyacımızı karşılıyor” dedi.

“TÜRÜ NE OLURSA OLSUN TUZ, TUZDUR”

Tüm tuzların etkilerinin aynı olduğunu da söyleyen Yrd. Doç. Dr. Ergün, Türü ne olursa olsun tuz, tuzdur. Tuzun kaya tuzu, deniz tuzu ya da himalaya tuzu olması etkisinde bir değişikliğe neden olmaz. Sonuçta tuz, sodyum klorür iyonlarından oluşmaktadır. Tüm tuz türleri için de bu geçerlidir. Dolayısıyla birisinin diğerine göre bir üstünlüğü bir ayrıcalığı yoktur. Kaynağından bağımsız olarak tuzu özellikle uzun dönemdeki sağlığımız açısından düşündüğümüzde kısıtlamamız önemlidir” şeklinde konuştu.

(İHA)

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER
timbir - birlik haber ajansi