Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “AB’nin Türkiye’ye tam üyelik yolunda hakkaniyete dayalı, objektif ve ortak geleceği kurma iradesine yaslanan yaklaşım içinde olması gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, 9 Mayıs Avrupa Günü münasebetiyle bir mesaj yayımladı. Çelik mesajında, “9 Mayıs Avrupa Günü, insanlık tarihinin en önemli barış projelerinden biri olan Avrupa Birliği’nin doğum günüdür. 68 yıl önce bugün Schuman Deklarasyonu ile başlayan ve nihayetinde AB’ye evrilen bu süreç, yüzyıllardır savaşlarla sarsılan kıtaya barış, refah ve istikrarın gelmesine vesile olmuştur. Bir ortak değerler bütünü olarak da dünya siyasi tarihinde yerini alan Avrupa Birliği, toplumsal yaşamın her alanına etki eden ortak politikaları ile hem Birlik vatandaşlarına hem de uluslararası topluma ilham veren eşsiz bir örnek teşkil etmiştir. Ancak, son dönemde uluslararası sistemde yaşanan krizler, Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması, temel bazı politika alanlarında AB üyesi ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları ve Avrupa’da giderek oy oranlarını artıran aşırı sağ partiler gibi gelişmeler AB’nin geleceğiyle ilgili tartışmalara yol açmış, AB’ye yönelik göç dalgası birçok Avrupa ülkesinde yabancı karşıtlığının ve İslam düşmanlığının yükselmesine neden olmuştur. Her ne kadar mevcut durumda sarsıntılar yaşıyor olsa da AB sahip olduğu güçlü ve köklü değerlere ve ilkelere sahip çıktığı sürece bu sarsıntılardan korunacaktır” ifadelerini kullandı.
“HAKKANİYETE DAYALI, OBJEKTİF VE ORTAK GELECEĞİ KURMA İRADESİNE YASLANAN…”
“Türkiye’nin en başından itibaren ısrarla vurguladığı husus, Birlik’in zamanın ruhuna yakışmayan ve ülkelerin ilerlemesinin önünde duran önyargılardan, korkulardan sıyrılıp temel değerlerine dönmesidir. AB, krizleri aşmanın yolunun Türkiye’nin üyeliğinden geçtiğini iyi anlamalıdır” diyen Bakan Çelik, mesajının devamında şunları kaydetti:
“60 yıla yakın zamandır süregelen Türkiye-AB ilişkilerinin tarihi neredeyse AB’nin tarihi kadar eskidir. Bu zaman zarfında ilişkiler kimi zaman durma noktasına gelirken, kimi zaman büyük atılımlara sahne olmuştur. Her ne kadar ülkemiz tam üyelik yolunda siyasi blokajlardan önyargılara kadar farklı engellerle karşılaşsa da AB’ye katılım yönündeki çalışmalarını ve bu alandaki reformlarını kararlılıkla devam ettirmiş ve AB’ye tam üyelik yolunda güçlü bir irade sergilemiştir. Türkiye, müzakere sürecinde Avrupalı muhataplarımızdan da aynı kararlılık ve iradeyi göstermesini beklemektedir. Bu bakımdan 26 Mart 2018’de Bulgaristan’ın Varna kentinde düzenlenen Türkiye-AB Zirvesi, zor bir dönemden geçen Türkiye-AB ilişkilerinde güven tazelemek açısından faydalı olmuştur. Türkiye-AB birlikteliğinin öneminin liderler tarafından teyit edilmesi, özellikle genişleme politikasının yeniden AB’nin gündemine alındığı bir dönemde ülkemizin adaylığının en üst düzeyde vurgulanması bizim açımızdan önem teşkil etmektedir. AB’nin Türkiye’ye tam üyelik yolunda hakkaniyete dayalı, objektif ve ortak geleceği kurma iradesine yaslanan yaklaşım içinde olması gerektiğinin altını çiziyorum. Bu vesileyle bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ve AB’li dostlarımızın Avrupa Günü’nü içtenlikle kutluyorum.”
(İHA)