Beklemek…
Ne garip bir kelime. İçinde hem umut var hem sabır. Hem özlem var hem teslimiyet. Beklemek, bazen bir kapının önünde durmaktır. Bazen bir mesajın sesini duymayı ummaktır. Bazen de sadece içinden geçen bir cümleyi bir gün duyabilme ihtimalidir. İnsan, en çok beklerken büyür. Çünkü beklemek, zamanla yapılan bir ibadettir. Her saniyesi sabırla örülür, her dakikası dua ile süslenir. Ve her saat, kalbin bir köşesini daha olgunlaştırır.
Gece olur, sessizlik büyür. Sokaklar uyur, ama sen uyuyamazsın. Çünkü kalbinin bir köşesi hâlâ beklemektedir. Belki bir dönüşü, belki bir cevabı, belki sadece bir “Ben de seni düşündüm” cümlesini. Ve o cümle gelmese bile, sen beklemeye devam edersin. Çünkü beklemek, vazgeçmemektir.
Beklemek, bir çiçeğin toprağın altında sabırla büyümesidir. Güneşi görmeden yeşermek, yağmuru hissetmeden kök salmaktır. Ve bir gün, hiç beklenmedik bir anda açmaktır. İnsan da öyle değil midir? En karanlık anında, en güzel yanını bulur. En sessiz anında, en derin duasını eder. Bazen birini beklersin. Gelmeyeceğini bile bile. Ama yine de beklersin. Çünkü kalbin, mantığından daha sadıktır. Kalp:
“O gelmez” demez.
Kalp:
“O gelir” diye dua eder. Ve sen, o duanın içinde kaybolursun. Ama ne güzel kaybolmaktır bu. Çünkü kaybolduğun yer, kalbinin en güzel köşesidir.
Beklemek, bir mektubu yazıp göndermemektir. Çünkü cevabını almaktan çok, yazarken hissettiklerin kıymetlidir. Beklemek, bir şarkıyı dinleyip aynı cümlede takılı kalmaktır. Çünkü o cümle, senin duan olmuştur. Beklemek, bir gün o cümleyi bir başkasının dudaklarında duymayı ummaktır.
Ve zaman geçer. Günler, aylar, mevsimler. Ama sen hâlâ beklersin. Çünkü beklemek, zamanla yarışmak değil; zamanla dost olmaktır. Zamanla konuşmak, zamanla susmak, zamanla anlaşmaktır. Ve bir gün, zaman sana bir hediye verir. Belki beklediğin gelir, belki beklediğin gibi biri gelir. Ama ne olursa olsun, senin sabrın bir çiçeğe dönüşür.
Unutma:
“Beklemek, kalbin en sessiz duasıdır. Ve her dua, bir gün karşılık bulur. Belki aynı şekilde değil, belki aynı kişiyle değil, belki aynı yerde değil. Ama mutlaka bir yerlerde, bir şekilde. Çünkü Allah, en çok sabredenleri sever. Ve sabredenler, en güzel hikâyelere sahip olur.”
YALÇIN SEVİM

















YORUMLAR